Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fitch'in kararı Türkiye için bir erken uyarıdır!

Resim
Bugün, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türk ekonomisi için vermiş olduğu "pozitif" görünümü "durağan" a çevirdi. Sebep olarak da, artan Cari açık ve yükselen enflasyon gösterildi.  Her zaman olduğu gibi, Fitch' in bu kararı da sert bir şekilde eleştirildi ve haksız bir değerlendirme olduğu düşünüldü.  Kredi derecelendirme kuruluşları' nın Türk ekonomisi üzerinde verdiği kararların hepsinin doğru ve etkin kararlar olduğunu düşünmüyorum, ancak Fitch' in verdiği bu son karar tamamen bir uyarı niteliği taşıyor. Yüksek Cari açık ve enflasyon ile ekonomik istikrarı sağlamak olağan bir durum değil. Fitch, bu riskler üzerine farkındalık yaratarak, Türkiye' nin bir şeyler yapması için sinyal veriyor. Bundan dolayı, Fitch'in kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Malesef bu tür reyting haberlerinden sonra piyasada olumlu olumsuz spekülatif hareketler oluyor. Bunun kaçışı yok,çünkü, piyasanın büyük bir bölümü yabancı yatırımcıların elinde ve bu ya

Merkez Bankası' nın "Zorunlu Karşılık Oranları" nı düşürmesi ne anlama geliyor?

Resim
20 Ekim 2011 tarihinde gerçekleşen Merkez Bankası Para Politikası Kurulu' nda, Merkez Bankası' nın piyasada fiyat istikrarını sağlamaya yönelik politikalarının devam edeceğinin altı çizildi (http://www.tcmb.gov.tr/yeni/duyuru/2011/DUY2011-69.php) . Bununla beraber, iç talepte bir yavaşlama olduğuna dikkat çekildi. Kurul' dan 1 hafta sonra, Merkez Bankası, 27 Ekim günü bankaların TL cinsinden vadeli ve vadesiz mevduatlar için tutmaları gereken zorunlu karşılık oranlarını düşürdü. Peki bu ne anlama geliyor? Merkez Bankası, piyasadaki para arzı ve talebini belirleyerek fiyat istikrarını sağlamaya çalışır. Fiyat istikrarı dediğimiz, enflasyon' un kontrol altında tutulmasıdır ve Merkez Bankası bu amaçla, 3 temel para politikası aracı kullanır. Bunlar, açık piyasa işlemleri yapmak, mevduat munzam karşılıklarını düzenlemek ve reeskont oranlarını düzenlemektir. Açık piyasa işlemlerinde, Merkez Bankası piyasaya devlet tahvili satar veya piyasadan devlet tahvili alır. Böylece pi

Türkiye’ nin Orta Vadeli Ekonomik Programı Açıklandı

Resim
2012 ve 2014 yılları’ nı kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından açıklandı. Bu programda en çok dikkati çeken, 2011 yılı için %7,5 olarak beklenen büyüme oranın 2012 yılı için %4 e çekilmesiydi. Global ekonomik krizin getirdiği kötümser hava, hükümetin cari açık ile mücadele için uygulamaya koyduğu daraltıcı para ve maliye politikaları, büyüme oranının aşağıya çekilmesinde en büyük etken oldu. %3,5 luk bir hız kesme Türkiye ekonomisi için ciddi bir rakam. Cari açığı 75 milyar dolar’a ulaşan Türk ekonomisi, açığın en büyük kalemini oluşturan dış ticaret rakamlarının iyileştirilmesi yolunda sağlam adımlar atmaya çalışıyor ve bu açığın kapanması için vergi artışları ile birlikte iç talebi azaltıcı parasal önlemler alıyor. Ancak, ithalat’ ın büyük bir bölümün enerji ürünleri (petrol, doğalgaz…) olması, ve global trendin bu ürünlerin fiyatlarının artacağı yönde olması, dış ticaret açığının kontrol edilebilirliğini daha çok riske atıyor. 2012 yılı için tahmin

Merkez Bankası' nın artık faizleri arttırması gerek!

Resim
Bugün açıklanan verilere göre Ocak-Ağustos dönemine ait Cari açık 54,3 milyar dolar oldu. Geçen senenin aynı döneminde 27 milyar dolar olan Cari açık 2 kat artmış oldu. Bu artışta ana etken yine ithalatın ihracattan fazla gerçekleşmesi oldu. Bakınız Dış Ticaret Müsteşarlığı:  http://www.ekonomi.gov.tr/index.cfm?sayfa=gundem&kat=CF702B04-D8D3-8566-45209E35C619A72C&icerik=D658EEDA-D8D3-8566-452040995BA0242E . Türkiye' nin her zaman ithalatı ihracatından fazla olacak ve hiç bir zaman Cari açığını ihracat yaparak kapatamayacak. Bunun sebebi bildiğiniz gibi ihraç malların girdilerinin ithal mallar ile yapılması zorunluluğu. İhracatın ithalattan fazla olduğu durumlar, petrol ve diğer enerji kaynaklarını ihraç eden ülkeler için geçerlidir, örneğin Rusya,Suudi Arabistan, Venezuela...Bu ülkeler genellikle Cari fazla verirler. Türkiye' de Cari açığın finansmanı için artık Merkez Bankası' nın faiz silahını etkin bir şekilde kullanması gerekiyor. Zaten kurlar da henüz dengeye

Dolar /TL kuru artmaya devam ederse ekonomi nasıl etkilenecek?

Resim
Merkez Bankası beklediğimiz parasal müdahaleyi de bugün gerçekleştirdi. Dolar /TL kuru gün içinde 1,8326 seviyesine kadar indi ve günü 1,8474 ten kapattı. Bu müdahale, önceden de bahsettiğim gibi gerek Türk ekonomisinin sağlığı ve gerek Merkez Bankasının güvenilirliği açısından önemli bir hareketti. Peki neden kura müdahale edildi, Dolar/TL kurunun artmasının ne gibi etkileri olacak? Girdi maliyetleri (elektrik, su, doğalgaz...) artacak ve maliyet yönlü enflasyon olacak. Binek ve ticari araç ithalatında fiyatlar dolar cinsinden olduğu için fiyatlar yine yukarı yönlü olacak. İhracatın büyük bir kısmını ithal girdilerle yaptığımız ekonomide, girdi fiyatlaması dolar cinsinden olduğu için yine maliyet yönlü bir baskı olacak ve ihraç edilen malların nisbi fiyatları artacak. Bu durum ihracatın azalmasına sebep olacak. Unutmayın, ihracatımız Euro cinsinden, Dolar cinsinden değil. Dolayısıyla Dolar' ın fiyatının artışı, mal ve hizmetlerimizin fiyatlarını diğer ülkelere göre azaltmay

Merkez Bankası' nın bugünkü müdahalesi Dolar' ı durduramayacak!

Resim
Merkez Bankası dolar/TL kurunun yükselişine seyirci kalmadı ve  literatürde "yönetimli dalgalı kur (managed floating exchange rate)" diye adlandırılan sistemin gerektirdiği müdahaleyi gerçekleştirdi. Beklentim, piyasaya döviz satmasıydı ancak farklı bir enstrüman kullanmayı tercih etti ve döviz cinsinden mevduat munzam karşılık oranınında azaltmaya gitti. Döviz cinsi mevduat munzam karşılığının azaltılması, bankaları daha fazla döviz cinsinden kredi vermelerine imkan sağlar ve piyasaya likidite enjekte eder. Dolayısıyla piyasa bollaşan dövizin değeri azalacak. Bugün dolar/TL kurunda yaşanan azalmanın temel sebebi bu müdahaledir. Sabah 1.8952 den açılan piyasa, gün sonunda 1.8706 dan kapandı. Dolar/TL kurunun yükselmesinin temel sebebi küresel yaşanan kriz ve gelişmekte olan piyasalar üzerinde  gün geçtikte artan spekülatif hareketler. Hedge fonların risk iştahı yine kabarmış durumda ve piyasaları altüst etmeye devam edecek gibi görünüyorlar. Ne yazık ki Merkez Bankası'

1 Dolar, 2 TL olmaz, olamaz, müdahale gelir!

Resim
Daha geçen haftalarda altın' ın ons'unun 2000 doları geçeceği söyleniyordu ancak beklenen olmadı ve kar satışlarıyla birlikte altın' ın onsu 1900 dolar' dan döndü... Şimdi ise  dolar/tl kurunun 2,00 olacağı yönünde bir beklenti var ve şimdiden tehlike çanları çalmaya başladı. Doların değerinin TL karşısında artması Türk ekonomisi için bir durgunluk sebebi olabilir. Dolar' ın değeri artmaya devam ederse, hızla büyümekte olan Türk ekonomisi, hammadde fiyatlarının artması sonucu yavaşlama sürecine girebilir. Bunun yanında, mal ve hizmet fiyatlarına doğrudan enflasyonist bir baskı oluşabilir. Bu durum, Merkez Bankası' nın enflasyonla mücadele programını sekteye uğratabilir ve enflasyon hedeflemesinden sapma olabilir. Dolar /TL kuru, yıllardır ülkeye giren indirekt sermaye akımlarından dolayı baskı altında ve gerçek değerini yansıtmıyor. Gelişmekte olan piyasalardan çıkışlar olduğu gibi Türkiye' den de kısa dönemli sermaye çıkışları oldu ve global kriz devam ett

S&P Notumuzu Arttırdı, Teşekkürler!

Bütün yatırım çevrelerinin beklediği not arttırımı Eylül ayında geldi ve Türkiye' nin yerel para cinsinden kredi notu BB+ dan BBB- ye yükseltildi. BBB- seviyesi yatırım eşiği olarak görülüyor ve yatırım yapılamaz düzeyinden önceki son not. Bir sonraki seviye olan BBB+, yatırım yapılabilir seviye olarak görülüyor. Türkiye' nin yabancı para cinsinden kredi notu ise BB, yani yatırım yapmak riskli ve spekülatif. Ancak S&P, görünümü pozitif tutarak bu notun artacağına dair Türkiye' yi ümitlendiriyor. Not arttırımı ülkeler için bir tür etiket ve ülkelere olan yatırımın yönünü belirliyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi hem yerel para hem de yabancı para için not veriliyor. Türkiye' ye verilen nota göre yabancı para cinsinden yatırım yapmak riskli...Peki neden ülkeye sürekli sıcak para geliyor? Sıcak para neden yüksek faizi kovalıyor? Ülkeye gelen, indirek yatırımların cinsi Türk lirası mı yoksa yabancı para mı? Kısaca S&P nin yabancı para cinsinden kredi notunu sabit t

"Hellenistik Kriz" geliyor mu?

Senelerdir tarih ve edebiyat kitaplarında Hellenizm' den yani Yunan medeniyetinin, Doğu medeniyeti ile karışmasından ve dünyadaki yayılışından bahsedildi. Ama şu günlerde gerçekleşmesi muhtemel ve "Hellenistik Kriz" diye adlandırdığım finansal krizi insanoğlu uzun süre akıllarından silmeyecek gibi görünüyor... Kötü senaryolar çizmeyi sevmem ancak gerçekleri ve olmaması imkansız şeyleri göz ardı etmeyeceğim. S&P, Moody's ve Fitch gibi kredi derecelendirme kuruluşları dört gözle Yunanistan' ın borçlarını ödeyemeyeceğini açıklamasını ve ülkenin reytingini düşürmeyi bekliyorlar. Zaten amaçları, ülke ekonomilerini daha çok spekülatif hale getirmek ve daha derin bir kaos' a sürüklemek. Yunanistan' ın borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi başta Türkiye ve tüm AB ekonomisini etkileyecektir. Almanya, tuttuğu yüksek miktardaki Yunan tahvilinin geri dönüşünü tamamen unutacak ve zincirleme bir krize girecektir. Bu kriz ise doğrudan euro para birimini etkileyece

Yunanistan batıyor(mu)?

Resim
Aylardır gündemde olan Yunanistan' ın borç krizi, artık tavan yapmış durumda ve Yunan hükümeti ikinci bir kurtarma planı için başta Almanya olmak üzere diğer AB ülkelerinin ağzına bakıyor. Ülke' nin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi (default) beklenirken, euro/dolar paritesi de büyük bir değer kaybı ile 1.3658 seviyelerine geldi (Ağustos başında 1.40 seviyelerindeydi). Parite' nin değer kaybında AB merkez bankasının euro faizlerini arttırmama kararı da etkili oldu. Bildiğiniz gibi faiz bir paranın fiyatıdır ve o para cinsine talebi arttırır. Euro faizi yükselmez ise yatırımcı o para biriminden çıkar daha yüksek faiz veren para birimine geçer. AB ekonomisinin lokomotifi olan Almanya, Yunanistan' ın gözünde bir kurtarıcı olarak görülüyor.Bu ihtiyaç da tek taraflı değil...Almanya da Yunanistan' a destek çıkmak zorunda, çünkü çoğu Alman bankası, Yunanistan devlet tahvili' ne yatırım yapmış durumda ve Yunanistan ekonomisi' nde yaşanacak bir çöküş Alman

Altın düşüşe geçti! Spekülatörler yine arenada!

Resim
Yatırımcılar artık güvenli limandan ayrılıyorlar gibi görünüyor. Altın' ın ons'u geçtiğimiz gün 1900 doları zorladı ancak büyük bir direnç ile karşılaşarak düşüşe geçti ve şu anda 1759 dolar seviyelerinden işlem görüyor. Çeyrek altın ise 180 tl den 173 tl ye geriledi. Peki neden altın'ın onsu 1900 dolar seviyesinden döndü de 1800-1700-1600 hatta 1500 dolar seviyesinden dönmedi? 1. Altının değerini balon haline getiren geçtiğimiz 1 aydaki ABD siyasi krizi(Borç Tavanı) ve AB nin borç krizi idi. Bu durum balonu hızlıca şişiren etken oldu. 2. Yatırımcılar 1900 dolar düzeyini bir satış seviyesi olarak planlamışlardı. Altın' ın onsu 1900 dolar iken, direnç ile karşılaştı ve kar satışları geldi. Bunun sonucu da fiyata sağlam bir düzeltme oldu. 3. Son 2 haftadır piyasalarda inanılmaz bir volatilite vardı ancak bu hafta her şey sakin başladı ve bu durum her zaman olduğu gibi risk iştahı her an kabarmaya meyilli olan spekülatörleri uyandırdı. Spekülatörler sırf piyasada h

Piyasaların yeni oyuncağı.. Altın!

Resim
Altın fiyatları haftayı yine tarihi bir zirve ile kapattı ve onsu 1851 dolar oldu. 1 ons yaklaşık 28 grama denk geliyor. Dolayısıyla altının 1 gramı 66 dolar yani 117 TL oldu. Peki nedir altın' a bu kadar talebi arttıran? Altın yıllardan beri güvenli bir yatırım aracı, günümüzün meşhur deyişiyle güvenli bir liman olarak görüldü. Türk toplumu olarak da bizler, kara günler için altın alıp saklamıyor muyuz? Her ne kadar yastık altı olsa da, altın güvenilir bir yatırım aracı. ABD ekonomisindeki resesyon beklentileri ve yüksek borç miktarı, Avrupa' daki diğer borç krizindeki ülkeler, bu ülkelerin para birimlerine olan güveni tamamen silip süpürmüş durumda ve yatırımcılar alternatif yatırım aracı olarak altın' ı görmekte. Dünyanın en çok işlem yapılan paritesi olan eur/usd artık yatırımcılar için cezbedici değil, çünkü kurda sürekli bir belirsizlik ve oynaklık mevcut. Amerikan doları' nın arkasında ABD riski , Euro arkasında ise tam 17 tane ülkenin riski var..Ancak, Altın

Cari Açık krizi büyüyor! 1,5 Milyar $, 10 günde Türkiye'den çıktı!

Bugün, 2011 yılına ait ilk 6 ayın cari açık rakamları açıklandı. Ocak-Haziran dönemi cari açığımız 45 milyar dolar oldu. Diğer bir ifadeyle dış ülkelere olan borcumuz 45 milyar dolara ulaştı. Bu borcun en büyük etkeni de bildiğiniz gibi dış ticaret açığı. Çoğu ekonomist, cari açık sürdürülebilir olursa sorun teşkil etmez diye yorumlarda bulunur. Ben de bu fikrin destekleyicisiyim ancak öngörüm Türkiye' de cari açığın finanse edilemeyeceği riskinin gittikçe büyüdüğü yönünde...ABD nin not kaybı, Avrupa' daki borç krizi derken ülkeden uçan 1,5 Milyar dolar ekonomideki rahatsızlığı açıkça ifade etmekte. Merkez Bankası, rezervlerinde yüksek miktarda yabancı para tutsa bile büyük miktarlardaki sıcak para çıkışına bir gün dur diyemeyecek ve cari açık krizi olacak. Türkiye' de Cari açık krizinin olması ne anlama geliyor? Ülkenin borçlarını ödemeyecek duruma gelmesi ile birlikte kredi notunun düşmesi ve faizlerin hızlı bir şekilde yükselmesi. Bunun sonucu olarak uzun vadeli yatı

Merkez Bankası Cari Açık Krizine Bahane Çıkarıyor! Enflasyon Riskimiz Büyüyor!

Merkez Bankasının politika faiz oranını %5,75 çekmesiyle birlikte Türkiye sıcak para için iyice cazibesini yitirmeye başladı. Herkesin de bildiği gibi Türkiye' de cari açığın finansmanı ülkeye gelen yabancı para ile sağlanıyor. Bu durumda Merkez Bankası, 37 milyar dolarlık cari açığı faizleri düşürmeye devam ederek ne kadar sürdürülebilir kılmayı düşünüyor? Merkez Bankası ateşle oynamaya devam ediyor. Cari açığın büyük bir kısmını oluşturan dış ticaret açığını olağanüstü rakamlarla ihracat yaparak kapatamayacağımıza göre ülkeye sermaye akımlarının devam etmesi gerekiyor. Bu da faiz oranlarını yükselterek mümkün. Cari açığın Gayri Milli Hasıla' ya oranı şu anda % 8 ve bu Maastricht kriterlerine göre 5 puan üstte, yani aşırı riskli durumda. Faiz azaltımının diğer bir yan etkisi de enflasyona yönelik. Ülkeler enflasyon ile mücadele etmek için faiz oranlarını yükseltirler ancak Merkez Bankası bunun tam tersini yapıyor ve ekonomide daha fazla tüketime neden olacak şekilde faizleri

Amerika'nın borçlarını ödeyememesi mi? Olamaz böyle bir şey!

Haftalardır ABD' nin borçlanma tavanının yükseltmesi için Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bir anlaşma çabası içerisinde. Hazinenin, 2 Ağustostan sonra eğer borçlanma yapamazsa hiçbir şekilde ödemelerini gerçekleştiremeyeceğine dair haberler var ve bu durum dünyadaki tüm piyasalarda gerginlik yaratmaya devam ediyor. Ancak analistlere göre hazinenin Ağustos' un ortalarına kadar sosyal güvenlik harcamaları dahil ödeyebileceği 23 milyar doları var. Herkes bu anlamda pozitif değil. Bazı analistler ise ABD'nin kredi notunun her an düşürülebileceğini ve temerrüt oluşacağı konusunda hemfikirler. ABD' nin temerrüt'e düşmesi dünya ekonomisi için bir felaket olur. Ekonominin patronunun cebinde parasının bittiğini düşünebiliyor musunuz? Bence böyle bir şey ne mümkün ne de izin verilebilir. Şu anda ABD de yaşanan bir Ekonomik kriz değil, bir Siyasi krizdir. Borçlanma tavanı sorununun bugüne kadar çözülememesi kongre üyelerinin bir türlü anlaşamamasıdır. Her zaman söylediğim gibi

Citigroup hisse senedi neden 4 dolar iken bir anda 44 dolar oldu?

Piyasalarda kazanmak için dünyadaki bütün ekonomik verileri takip etmek gerekir. Geçtiğimiz Pazartesi günü (09.05.2011) NYSE de,işlem gören Citigroup hisse senedi bir anda 4 dolar' dan 44 dolar'a çıktı. Bu artış gerçekten bir değer artışı mıydı yoksa başka bir durum mu vardı? Açıklayalım: Geçtiğimiz sene 1. çeyrekte 4.4 milyar dolar, hisse başına 15 cent, olan şirket karı bu sene 1. çeyrekte 3 milyar dolar, hisse başına 10 cent olarak gerçekleşti. Şirket, 21 Mart tarihinde yaptığı basın açıklamasında piyasadaki 29 milyar hissesini 2,9 milyar adet' e düşüreceğini yani sermaye azaltımı (reverse stock split) yapacağını ve 2. çeyrekte hisse başına 1 cent (0,01 $ ) temettü vereceğini açıklamıştı. 9 Mayıs günü 1 e 10 (1:10) sermaye azaltımı gerçekleşti ve 4 dolar olan hisse senedi bir anda 44 dolar oldu. Citigroup bunu neden yaptı? Sermaye azaltımı yapmanın iki nedeni var: 1. Şirket, hisse senedinin değerinin yatırımcıları cezbedecek kadar iyi olmadığını düşünür ve hisse

Her ülkenin derdi kendine! Bugünün Makro verilerine bakalım...

Resim
Bugün bir çok ülkede önemli ekonomik veriler açıklandı. Paranın yönünü belirleyecek olan verileri yorumlayalım: Çin Tüketici fiyatları enflasyonu %4.6 dan %4.9 a çıktı, beklenti %5.3 tü. Bu durum ekonomisini soğutmaya çalışan Çin' in yeniden faiz arttırımlarına devam edeceğini gösteriyor. Faiz arttırımı Çin'e para akışına ve Yuan'a olan talebi arttırabilir. Çin hükümeti, Yuan' ı Forex piyasasında trade edilmesi yasaklanmış durumda, dolayısıyla Çin ekonomisi ile bağlantılı olan ülkelerin para birimlerinde hareketlilik yaşanabilir. Bu senaryoya Japon Yeni, Hong Kong ve Singapur Doları' nı dahil ediyorum. Japonya Merkez bankası faizleri değiştirmeyeceğini açıkladı. Bu durum Japonya' da enflasyonist bir korkunun olmayacağı yönünde. USD/JPY şu anda bir artış trendinde ve  TSİ 23.24 itibariyle 83.77 yi gördü. Bunun temel sebebi Almanya' dan gelen kötü büyüme rakamının Euro bölgesinde aşağı yönlü baskı yapması! Almanya ve ABD (Euro/Dolar) Milyarlarca euroluk ih

Petrol 100 doları geçecek dedim, yine tekrarlıyorum!

Evet, Orta Doğu ve Kuzey Afrika yine karıştı! Lübnan'da ve özellikle Tunus'ta karışıklıklar hat safhaya ulaştı. ABD başkanı Barack Obama' da Tunus halkını demokrasi anlamında alkışladığını ve desteklediğini belirtti.  Diğer krallıkla yönetilen Ürdün ve Libya' daki liderler bu son gelişmeler karşısında endişe içine girdi. Bu süre içerisinde ise İran nükleer çalışmalarını göstermek için bir kaç ülkeden gözlemciyi ülkesine çağırdı. Tabiki bu gözlemcilerden ABD'den ve Avrupa'dan kimse yok! Gördüğünüz gibi yıllar boyunca tekrar ısınan Kuzey Afrika ve Ortadoğu Politikası küçük bir kıvılcımla yeniden alevlendi. Peki neden? ABD nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) yeniden mi canlanıyor? ABD de demokratlara olan inancın gün geçtikçe azaldığını ve politikalarına destekçi kaybettiklerini anketlerden duyuyoruz. Bu durum Cumhuriyetçilerin iktidara dönüşünün sinyalini veriyor ve kendilerine ait bir proje olan BOP nin yeniden uygulanması gündeme getiriyor. Acaba bu karışıklık BOP