Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2012 yılını geride bırakırken

Resim
Dünya ekonomisinin gidişatı yönünde çok pozitif bir sene değildi 2012...Başta AB olmak üzere bir çok ülkede yaşanan ekonomik krizler ve siyasi bunalımlar, insanların sürekli tedirginlik içinde yaşamasına sebep oldu. Gıda ve emtia fiyatlarındaki artışlar enflasyonu körükleyici bir etkiye neden oldu. Ekonomik sayısal veriler sürekli gündemimizi meşgul etti ve malesef bir propaganda aracı olarak kullanılmaya devam etti. Dünya' da faaliyet gösteren Koruma Fonları' nın (Hedge Fund) sayısı arttı ve buna bağlı olarak ekonomilerde spekülasyonlar fazlalaştı. Varlıklı, lobi sahibi belirli kişilerin fonlarını yöneten Koruma Fonlarının risk istahının artması ile birlikte dünya borsalarından biri çökerken diğeri tavan yaptı. Büyük müttefik Türkiye'nin BOP deki desteği aynı şekilde desteklendi ve borsa tarihi rekorlarından birine daha imza attı. Bu sene Türkiye ekonomisi için olumlu bir yıl oldu ancak ülke olarak risk bir kademe daha arttı. Cari açık, işsizlik, enflasyon ve bütçe

ABD' de Kara Cuma(Black Friday) Sonuçları!

Resim
Geçtiğimiz cuma günü ABD' de "Kara Cuma" diye adlandırılan alışveriş çılgınlığına bu sene bir kez daha şahit olduk. Kara Cuma, Tüketime dayalı (consumption driven) bir ekonomi olan ABD ekonomisinin canlandırılması için, ABD'li ekonomistlerin yarattığı çok iyi bir strateji. ABD ekonomisi AB ekonomisinden sonra dünyanın en büyük ekonomisi. Kara Cuma sonucunda, 247 milyon kişi, tek bir gün içinde toplam 59.1 milyar dolar harcama yaptı. Bu, kişi başına 240 dolarlık bir harcamaya denk geliyor. ABD' nin 2011 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 15 trilyon 80 milyar dolar, Türkiye' nin ise 1 trilyon 75 milyar dolar. ABD ,Türkiye' nin 15 katı daha fazla üretiyor ve tüketiyor. ABD de kişi başına düşen yıllık gelir 48300 dolar iken, Türkiye' de 14400 dolar. Bu kadar büyük bir ekonomi eğer tüketmezse yaşayamaz ve durgunluk dediğimiz resesyona gider. Durgunluk beraberinde işsizlik getirir ve bu da ülke ekonomisinin daralmasına neden olur. ABD de yılın her d

ABD ve Mali Uçurum !

Resim
ABD, mali uçurumun eşiğinde...Mali uçurum vergi artışlarını ve otomatik harcamaların kesilmesini ifade ediyor. Tüketime dayalı bir ABD ekonomisinin böyle bir durumla karşılaşması, harcamaların azalmasına, dolayısıyla bir durgunluğa sebep olacak. Durgunluk beraberinde işsizlik getirecek. Durgunluğa giren bir ABD ekonomisi, diğer dünya ekonomilerini de durgunluğa sürükleyecek ve yine global bir kriz ile karşı karşıya kalınacak. Bu durum risk iştahı kabaran spekülatörleri her zamanki gibi sevindirecek. Düşen veya yükselen hisse senedi ve döviz piyasalarında spekülatif işlemler ile kar marjları artacak. ABD başkanı, sento ve temsilciler meclisi' nin Global bir durgunluğa sebep verecek karar alacağını düşünmüyorum...bekleyip görelim. ------------------------------------------------------------------- Burada yer alan bilgiler bilgilendirme amacı ile hazırlanmıştır. Yatırım Danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile mü

Fitch ' in Kararı....

Resim
Fitch Reyting kuruluşu' nun Türkiye' nin kredi notunu "yatırım yapılabilir" seviyesine getirmesi borsa yatırımcılarını güldürdü ve bugün kar satışları gelmeye başladı. Türk ekonomisi' nin imajı için olumlu bir gösterge ancak piyasaya giren yabancı yatırımcı TL değerini yükseltiyor, bu durum da sıcak para bağımlılığını arttırıp, cari açığın ihracat ile finansmanını zora sokuyor. Bazı çevrelerce muhteşem olarak algılanan bu reyting artışı reel ekonomiye umarım daha fazla katkı sağlar ve dolaylı yatırımlar yerine doğrudan yatırımlar Türk ekonomisini güçlendirici bir etki yapar. Biliyoruz ki Türk ekonomisi halen dış şoklara karşı kırılgan. Kur riski ve politik risk çok büyük, dolayısıyla Fitch' in bu not arttırımını çok abartmamak gerek... S&P ve Moody's in de not arttırımındaki kararları çok önemli. Bekleyelim ve sonuçları tekrar yorumlayalım...

Türk Ekonomisi' nin Bütçe'si bir türlü düzelemiyor!

Resim
Bütçe açığının azaltılması için hazırlanan önlemler paketi yine can yakacak... Tapu harçları, alkollü içkiler ve akaryakıt yapılacak vergi zammından nasibini aldı...Peki neden bütçe hedefinde sapma oldu? Ekonomide her şey pozitif diye düşünülüyor, neden Bütçe açığı bir türlü iyileşemiyor... Bu durumda ben şunu anlıyorum: Vergi gelirlerinin toplanmasında bir verimsizlik var, dengesiz ve öngörülemeyen maliyetler var, bilinçsiz harcamalar var...Milyonlarca kişiden alınan gelir vergisi, milyonlarca kurumdan alınan kurumlar vergisi halen Bütçe' yi iyileştiremedi mi? Türkiye' nin bütçe açığı var, yani borcu var. En basit tabir ile kazandığından daha fazla harcıyor, aynen kredi kartı borcu tavan yapmış bir vatandaş gibi...Eğer bir ülkede Bütçe açığı var ise, o ülkenin dış alemdeki güvenilirliği azalır ve borçlanma maliyeti yükselir. Borçlanma maliyetinin yükselmesi, yatırımların negatif yönlü etkilenmesine, işsizlik artışına , aynı zamanda da enflasyona neden olur. Ülkede aynı zama

İşşizlik azaldı mı? Bence pek gerçekçi değil...

Resim
Türkiye' de "son 10 yılının en düşük işsizlik oranını görüldü" haberleri yine gözümüze sokula sokula medyada boy gösteriyor. Mayıs ayında işsizlik oranı'nın yüzde 8,5 çıkması ekonomik istikrar anlamında pozitif yönlü bir gösterge olarak algılanıyor...Ancak, işsizlikteki bu azalış malesef mevsimsel bir etki...Mevsimlik işçiler, özellikle tarım işçileri, yaz aylarında istihdama katkı sağlıyor. Kış aylarında ise durum tam tersine dönüyor ve işsizlik rakamları artıyor. Merak ediyorum o zaman nasıl bir yorum gelecek... Global ekonomide bir yavaşlamanın varolduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanlar tüketimlerini kısıp tasarrufa yöneliyorlar ancak bu tasarruflar faiz hadlerinin sürekli spekülatif bir dalganın içinde olmasından dolayı devletlerin yatırım yapmasını engelliyor. Yatırım yapılamaması, büyümeyi ve istihdam yaratmayı engelliyor. Bu durum, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün dünya ekonomilerini etkiliyor. Türkiye' nin de bundan  kaçar bir yolu yok... Ya

Türk Ekonomisinde her şey günlük güneşlik mi?

Resim
Ekonomiden sorumlu devlet bakanları ekonominin gidişatının pozitif olduğu yönünde sürekli medyada demeçler veriyor. Bence öyle değil... Bir ekonominin 4 temel hedefi vardır: Kaynakların tam olarak istihdamı İstikrarlı bir ekonomik büyüme Fiyat istikrarının korunması Ödemeler dengesi istikrarının sağlanması Türkiye' de bu hedeflerin hangisi gerçekleşti de her şey pozitif olarak algılanıyor anlam veremiyorum... Peki bu hedeflerin şu anda neresindeyiz: 1. Kaynakların tam olarak istihdamı Türkiye' de inanılmaz bir kaynak israfı var. Bu israf, hem işgücü hem de doğal kaynak israfı. Milyonlarca üniversiteli iyi eğitimli genç işsiz...Dört tarafı denizlerle çevrili ve su kaynakları tavan yapmış bir ülkede elektrik halen doğalgaz ile üretiliyor! 2. İstikrarlı bir ekonomik büyüme Büyüme, kişi başına düşen gelirin artması demek. Bu konuda ben de pozitifim ancak harcanabilir geliri düşünürsek( kişi başı düşen gelir - vergiler) olu

Turizm Rakamları Üzerine...

Resim
Türkiye' ye gelen turist sayısı yılın ilk yarısında ( 6 ay ) geçen yılın aynı dönemine kıyasla % 2.33 azaldı ve 12.72 milyon kişi oldu. Bu azalıştaki temel neden Avrupa' da yaşanan ekonomik kriz ve insanların tatil harcamalarını iptal etmesi veya ileriki zamanlara ötelemesi. Türk ekonomisinin saatli bombası olarak bahsettiğim Cari açık krizinin engellenmesi için turizm gelirlerin mutlaka arttırılması gerekiyor. Kısa vadeli sermaye hareketlerinin belirsizliği ve politik gelecekteki öngörü eksikliği, Cari açık riskini gün geçtikçe arttırıyor. Turizm için "bacasız sanayi" denir, ancak Türkiye' nin  halihazırda halen bir turizm politikası olduğuna inanmıyorum. Ülkede yapılan turizm çeşitliliği inanılmaz, ancak günü kurtarma anlayışıyla işler yapıldıkça üç tarafı denizlerle çevrili bu yarımadada turizm bir türlü patlamıyor, büyük paralar kazanılamıyor...Muhteşem tarihi ve doğal güzellikler çok etkin bir şekilde pazarlanamıyor... En azından doğru düzgün bir t

Yunanistan Euro' dan çıkarsa ne olur?

Resim
Avrupa ekonomisinin gündemi Yunanlıların Euro yu terk etmesi ile meşgul...Böyle bir olay sonucunda AB nin şoktan nasıl kurtulacağını merak ediyorum. Talepte yaşanacak olan bir daralma Türkiyeyi derinden etkileyecek ve yine yumuşak karnımız olan Cari Açık'a tuz biber ekecek... Yunanistan dünya ekonomisinin % 0.4 ü olmasına rağmen dünya ekonomik refahını tehdit ediyor. JP Morgan tarafından yapılan bir araştırmaya göre, AB ülkelerinde yaşanan %1 lik bir talep daralması diğer ülkelerde % 0.7 lik bir daralmaya sebep oluyor. Artan talep daralması kötüye işaret... Başka analizlere göre Yunanlıların eurodan çıkması AB nin Gayri Safi Milli Hasılası' nı % 4 küçültecek...aynen 2008 yılında Lehman Brothers' ın çöküşünün yarattığı etki gibi....Euro' nun değer kaybı ve artan risk sonucu da diğer AB ülkelerinin borçlanma maliyetleri artacak... Türkiye açısından durum ise trajik bir hal alacak ve ülkeyi dış ticaret rakamları ile vuracak. Yukarıda da bahsettiğim gibi Dış ticar

Yunanistan, Sirtaki, Buzuki ve EURO !!!

Resim
Avrupa Para Birliği bitmiştir...Yunanistan' ın Euro' dan çıkması tam bir kabus...Euro/Dolar paritesi 1.25 i gördü...İMKB dahil tüm borsalar düştü : İMKB  -2.3% , CAC 40: -2.1% , DAX: -1.8% , FTSE MIB: -3% , IBEX 35: -2.1%. Dünya ekonomisi bir türlü durulmuyor ve rahat bir nefes alınmıyor...Ekonomiden anlıyoruz diye geçinenlerin yönetim beceriksizliğinin faturası masum ülkelere çıkıyor. Dolar/TL paritesi 1.85 i gördü ve malesef girdi fiyat artışına sebep olup maliyet yönlü bir baskı yaratacak. Merkez Bankası, enflasyonda yıl sonu beklentisini revize edip daha mantıklı bir rakam hedeflemeli...  Dünya ekonomisinde dev dalgaların oluştuğu şu günlerde riskli hareketlerden kaçınılmalı. Dünya ekonomisinde istikrar olmasını sonuna kadar destekliyorum ama malesef Yunanistan' nın bu durumunu spekülatörler aç kurt gibi izliyorlar... Euro/Dolar paritesi en dip noktasına ulaştığında Euro almaya başlayacaklar ve yine inanılmaz kar edecekler. Yönetim beceriksizliği, spekülatörler

Enflasyon canavarı dişini yeniden gösterdi...Memur zamlarının enflasyona beklenen etkisi...

Resim
Enflasyon belası devam ediyor, fiyatlar yeniden artışta... Her ay bir önceki ayın enflasyon oranı açıklanır ve Mayıs ayında aldığımız haber pek iç açıcı değil... TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi) geçen senenin aynı ayına göre % 11.14 artış gösterdi. Bu oran, Ocak' da % 10.61 , Şubat' ta % 10.43 ve Mart' da % 10.43 idi... Enflasyon düşüyor deniyor ama bu sizin cebinize yansımıyor...Aldığınız ürünlerin ve kullandığınız servislerin fiyatı neden ucuzlamıyor diye sürekli kendi kendinize soruyorsunuz... Peki neden böyle oluyor? Enflasyon, fiyatların artış hızıdır. Enflasyon artış oranı' nın azalması, fiyatların artış hızının yavaşlaması anlamına gelir. Enflasyon' un azalması fiyatların ucuzlaması anlamına gelmez. Ancak eksi oranlı bir enflasyon söz konusu olur ise aldığınız mal ve hizmetlerin ucuzlamasından bahsedilebilir… Gelelim beklenen memur zammına…Hayat pahalı oldukça memurlar da haklı olarak yüksek oranlı bir zam istiyor. Açıklanan %3 + 3 oran yetersiz g

Jp Morgan' dan şok edici 2 milyar dolarlık işlem zararı!

Resim
Dünyadaki tüm krizlerin sebebi olarak düşündüğüm türev piyasaları yine bir can daha yaktı. Jp Morgan'ın "Bruno Iksil" isimli trader' ı yaptığı yanlış bir al-sat işlemi ile şirketi 2 milyar dolar zarara uğrattı. Yetkililer zararın 1 milyar dolar daha artabileceğini öngörüyorlar. Böyle bir hatanın tam olarak nereden ve nasıl kaynaklandığına dair detaylı bir bilgi açıklanmadı ama CEO Jamie Dimon' ın istifası ve bu işe karışan trader grubunun işten çıkarılması ile ilgili sesler giderek yükseliyor. Bankalar büyüdükçe kendilerini kontrol etmekte zorlanıyor görünüyor. Risk yönetimi konusunda da demek ki halen eksikler mevcut. Ayrıca bir bankanın, FED' in stres testinin geçmesi riskinin düşük olduğu anlamına gelmiyor. Her şey yolunda giderken trenin raydan çıkması bu olsa gerek... Mükemmel yönetilen, dünyanın ve ABD nin en iyi bankası olan JP Morgan, önümüzdeki çeyreklerde muhtemelen zarar açıklayacak. Ancak 2008 krizini atlatıp, üstüne kar eden ve diğer

ABD nin en büyük 3 şirketi Türkiye' yi yedi!

Resim
Fortune dergisi her sene olduğu gibi bu sene  de ABD nin en büyük şirketlerini açıkladı. İlk üç sırada 2 petrol şirketi ve bir de perakande şirketi var. İşte sıralama: 1- Exxon Mobil - 452 milyar dolar gelir 2- Wal Mart -  446 milyar dolar gelir 3- Chevron - 245 milyar dolar gelir Petrol şirketlerinin en üst sırada olmasındaki en büyük etken Libya krizinde petrol fiyatlarının yükselmesi ve bu şirketlerin gelirlerini arttırması. Wal Mart' ın başarısının arkasındaki otomasyon zekası ise onu her daim zirvede tutacak gibi görünüyor. Burada dikkatinizi çekmek istediğim taraf, Exxon Mobil ile Wal Mart ın gelirlerinin toplamının Türkiye gayri safi milli hasılasını aşması! Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH) veya Milli Gelir, bir ülkenin, ülke içi ve dışında ürettiği tüm mal ve hizmetlerin toplamıdır. Türkiye'nin 2011 yılı milli geliri 770 milyar dolar...Bu duruma göre ABD nin 2 büyük şirketi bir tane Türkiye ediyor! Rakamlar gerçekten ürpetici ve ABD nin ekonomik anlamd

Facebook parasını nereye harcayacağını biliyor...Instagram 1 milyar $

Resim
Facebook, bugün Apple iPhone ' da kullanılan Instagram uygulamasını 1 milyar dolar' a satın alacağını duyurdu. Instagram, fotoğraflarınızı yeniden boyutlandırmanızı ve çeşitli efektler katmanızı sağlayan bir fotoğraf paylaşım uygulaması. Facebook, bu satın alma politikası ile, kullancılarının fotoğraf paylaşma istediğini daha ileri bir boyuta taşımak istiyor. Böyle bir uygulamayı 1 milyar dolar'a satın almak Facebook için bakkaldan ciklet almak gibi, çünkü Facebook' un elinde inanılmaz bir nakit fazlası var, ayrıca kasalarına IPO dan gelecek büyük bir finansal kaynak var... Facebook için çok doğru bir yatırım kararı olduğunu düşünüyorum. Şirketteki programcı dahiler eminim ki bu uygulamayı daha cezbedici bir seviyeye taşıyacaklar ve tahminimce ilerleyen aylarda Facebook kullanıcıları fotograflarına efektler ekleyebilecek ve paylaşabilecek. Bu satın alma, Facebook' un ne kadar büyük ve potansiyel sahibi bir şirket olduğunu tekrar gözler önüne serdi. Bu hareket, ya

TAV Havalimanları' nın %38 i artık Fransız Aeroport de Paris ' in....

Resim
Türkiye'de havalimanı işletmeciliğinde tekel olarak gördüğüm TAV Havalimanları, Fransız Aeroport de Paris ile yaptığı ortaklık sonucu, şirketin % 38 hissesini 874 milyon dolar' a sattı. Tepe-Akfen, bu ortaklık sonucunda elde ettiği geliri, temel işi olan, inşaat, elektrik, havalimanı ve otel yatırımlarında kullanmak istiyor. Ortaklık ile birlikte kapasite 180 milyon yolcu ve 37 havalimanına çıkacak(TAV şu anda 48 milyon yolcuya hizmet veriyor  ve Gürcistan, Tunus, Makedonya operasyonlarını yönetiyor bknz: http://www.tavhavalimanlari.com.tr/tr-TR/Pages/GlobalBusinessUnitsofTAV.aspx  ). Türkiye' de havalimanları özelleştirmeye açıldığında, duyduğum ilk isim TAV havalimanları idi. Atatürk Havalimanı' nın özelleştirilmesi sırasında uygulanan yap-işlet-devret modelinin ilklerinden olan TAV, havalimanı işletmeciliğinde lider konumda. Piyasadaki diğer bir oyuncu olan Limak Holding de, Sabiha Gökçen Havalimanı işletmeciliği, turizm, enerji ve inşaat yatırımları ile piyasada re

Türkiye' nin diğer bir kabusu: Petrol fiyatları

Resim
A.B.D ve İran arasındaki siyasi gerginlik petrol fiyatlarının 120 dolar'a kadar çıkmasına sebep oldu. Fiyatlar artmaya devam ederse Türkiye' nin yıl sonu enerji faturasının 65 milyar dolar' a çıkacağı bekleniyor. 2010 yılında 75 dolar, 2011 ' de ise 95 dolar olan petrolün varil fiyatındaki artışlar, Türkiye' de önümüzdeki günlerde maliyet yönlü enflasyonu tetikleyecek gibi görünüyor. Petrol fiyatlarındaki artış, petrol' den üretilen ürünlerin fiyatlarında da bir artışa sebep oluyor. En çok tüketilen Petrol türevi olan Benzin' in litre fiyatı 8 Mart itibariyle 4,43 TL den 4,53 TL ye çıktı. EPDK (Enerji Piyasası Denetleme Kurulu) verilerine göre Benzin' in rafineri çıkış fiyatı 1,08 TL ve geri kalan kısım ise tamamen vergiden oluşuyor. Bu da Türkiye' yi en pahalı benzin kullanan ülkeler arasında ilk sıraya oturtuyor. Petrol fiyatlarındaki artış sadece Türkiye' yi değil,  diğer ülkeleri de etkiliyor. Almanya' da da durum farklı değil ve tüketici

Dünya' nın Reyting Kuruluşu: Standard&Poor' s

Resim
2011 yılı bence Kredi derecelendirme kuruluşlarnın yılı oldu. Bunların arasında Standard&Poors diğerlerinden daha fazla gündemdeydi ve verdiği notlar ile global piyasaların işleyişinde büyük rol oynadı. Peki, bu aktörler nerelerden geldi de dünya ekonomisi hakkında yorum yapma hakkına sahip oldu? Kredi notu ne anlama geliyor? Bir ülkenin diğer bir ülkeye kredi verirken taşıdığı riskin matematiksel olarak ifadesidir. Kredi verdiğiniz ülkenin kredi notu  ne kadar düşük ise, krediyi geri ödeyememe riski de o kadar yüksek olur. Tarihteki ilk kredi notu 1837-1841 döneminde ABD ekonomisindeki büyük çöküşün ve şirketlerin taahütlerini yerine getirememesinin ardından Lewis Tappan tarafından başlatılmıştır (bknz: Akademik Bakış Dergisi Sayı:25 Temmuz-Ağustos 2011). Kredi derecesi vadesine göre uzun vadeli ve kısa vadeli olmak üzere ikiye ayrılır. Uzun vadeli kredi derecesi, uzun vadede yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi, kısa vadeli kredi derecesi ise bir yıla kadar olan yükümlülükler

Cari açık artmaya devam ediyor! 77 milyar dolar...

Resim
Türk ekonomisinin Cari açığı 2011 yılı sonunda 77 milyar dolara ulaştı. Cari açığın artması gelişmekte olan bir ekonomi için çok vahim bir durum değil çünkü makroekonomik teoriye göre gelişmekte olan ekonomiler her zaman açık verir. Bunun sebebi, ekonominin üretim yaparken ithal girdileri kullanılmak zorunda olmasıdır. İthal girdilerdeki en büyük kalem ise enerji. Petrol ve doğalgaz' a olan bağımlılık dış ticaret açığını, dolayısıyla Cari açığın artmasına neden oluyor.. Makroekonomideki otomatik denge mekanizmasının Türk ekonomisinde işleyeceğine inanıyorum. Cari açığı yükselen bir ekonomide döviz kuruna yukarı doğru bir baskı gelir. Bunun nedeni açığı kapatmak için döviz talebinde bulunulmasıdır. Aşırı döviz talebi, yerli paranın değerini düşürür, bu da ihracata pozitif yönlü bir etki yapar. İharacat artışı Cari açığı azaltıcı bir etkendir ve böylece ödemeler dengesi kendiliğinden dengeye gelir. Teoride böyle bir sistem varken, merkez bankasının ekonomiye müdahalesi ancak spekülat

Facebook IPO (Initial Public Offering) Biricil Halka Arz!

Resim
Yatırımcıların yıllardan beri beklediği "Facebook" halka arzına artık aylar kaldı. Geçtiğimiz hafta SEC' e(Securities Exchange Commission) --bizdeki SPK-- halka arz dökümanlarını teslim eden Facebook, 5 milyar dolarlık bir kaynak sağlamak için düğmeye çoktan bastı. Bu rakam internet tarihinde bir ilk ve ABD piyasasında Visa, GM ve AT&T den sonra dördüncü büyük halka arz olacak. İkinci çeyrekte başlaması planlanan halka arz sonucunda elde edilecek sermayenin nerede kullanılacağı ile ilgili bilgi ise sır gibi saklanıyor. Kişisel görüşüm Facebook un bu parayı yeni şirket satınalmada ve teknoloji yatırımında kullanacağı... 845 milyon aylık kullanıcı ve 483 milyon günlük aktif kullanıcıya hizmet veren bir şirketin hisse senedini kim satın almak istemez ki? Ancak, şirket ve hisse senedi fiyatı üzerinde bir spekülasyon yaratılmaması için Yönetim Kurulu fazla yorum yapmaktan çekiniyor. Facebook' un hangi borsada işlem göreceği ise henüz belli değil. NYSE ve NASDAQ bu konu