Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye' de Siyasi Kırılganlık ve Cari Açık!

Resim
Yabancı yatırımcının siyasi istikrar ile ne kadar yakından ilgilendiğini  Borsa İstanbul' un (BIST) dün 2000 puan üzerinde düşmesi ile tekrar görmüş olduk. Yayınlanan bir ses kaydının, BIST' de sert satış getirmesi ve kurlarda yine yukarı yönlü oynamalar yaptırması SİYASİ KIRILGANLIK ile açıklanabilecek bir durum. Siyasi risklerin ne zaman, nerede ve nasıl olacağını tahmin edemezsiniz. Hiçbir teknik ve temel analiz, siyasette yarın ne olacağının öngürüsünü yapamaz. Belirsizliğin hakim olduğu bir piyasada yatırımcıların ellerindeki portföyü boşaltmaları kaçınılmaz bir durum oluyor. Türkiye, yolsuzluk yapan siyasetçiler yüzünden yıllar boyunca çok fakirleşti ve bundan dolayı gerek halk, gerekse yatırımcı bu konuda çok hassas. Yolsuzluk yapanları halk sandığa gömdü, yabancı yatırımcı ise o ülkenin sermaye piyasalarını dibe vurdu. Yabancı sermaye Türkiye' ye krizden sonra İSTİKRAR için geldi. Bu istikrar bozulmaya başladığı anda da gidecek. Buradaki en büyük sıkıntı, yumuşa

Ukrayna' da Piyasa Ekonomisine geçiş!

Resim
Ukrayna' daki olayların sebebi, ülkenin batı tarafının Avrupa Birliği' ne (AB) girmek istemesi, doğu tarafının da buna karşı çıkması idi. Dün itibariyle (24.02.2014) anlaşma sağlandı ve Ukrayna' nın AB yoluna doğru adımları daha da sıklaştı. Bu anlaşmazlık süresince can ve mal kayıpları da oldu, ülke ekonomisi zarara uğradı, para biriminin değeri düştü ve borsa değer kaybetti. Ama bundan sonra AB' ye entegre olacak bir Ukrayna olacak. Yıllardır Rusya'nın güdümünde yaşayan Ukrayna, hem siyasi hem de ekonomik anlamda bağımsız olmak istiyor ve bu amacını da AB' ye üye olarak gerçekleştirecek. ABD ve AB, Ukrayna' nın yaşadığı ekonomik çöküntüyü telafi edebilmesi için, hemen bir ekonomik yardım paketi hazırlıyor. IMF devreye girip, ülkenin ekonomik anlamda kalkınmasına yardımcı olacak krediler verecek. Bu arada, George Soros da " Ben Euro' ya güveniyorum" diyerek Euro bölgesini ve ekonomisini desteklediğini kamuoyuna duyuruyor. Soros' un mi

Bu hafta açıklanan Para Politikası Kurulu Kararı ve İşsizlik Rakamı

Resim
Merkez Bankası, Faiz oranlarını bu ay sabit bıraktı ve değişikliğe gitmedi. Zaten piyasa da herhangi bir faiz arttırımı beklemiyordu, çünkü 28 Ocak’ daki artış çoğu kişiyi ve kurumu tatmin etmişe benziyor. Ancak, Merkez Bankası, temel amacı olan fiyat istikrarını sağlamaya devam edeceğini ve bunun için de sıkı para politikasına devam edeceğinin altını çizdi. Halihazırda likit para sıkıntısı yaşanan dünyada , Merkez Bankası’ nın da sıkılaştırmaya devam edeceğini tekrar belirtmesi, borsalardan kaçış için bir sebep. Borsa’ dan çıkış, sıcak para çıkışı demek ve bu da Merkez Bankası’ nın Cari açık finansmanı için daha fazla rezerv harcaması demek. Ülkeye para gelmesi gerekiyor, bu da paranın en çok sevdiği enstrüman olan faiz ile mümkün olur. Bundan dolayı Merkez Bankası’ nın aldığı faiz arttırım kararının çok kritik olduğunu bir kez daha yinelemek istiyorum. Bu aşamada faiz oranlarında bir düşüş ülkeden para çıkmasına neden olacaktır ve yine Cari açık finansmanını zora sokacaktır.  Benc

2013 yılı Cari Açık , 65 milyar dolar!

Resim
Cari Açık rakamının beklenenden yüksek gelmesi yine endişeleri arttırmışa benziyor. Ancak gelişmekte olan ve büyüyen ekonomilerde Cari Açık verilmesinin ekonomi teorisi içerisinde doğal bir olgu olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Türkiye, 2013 te yüzde 4 büyüdü, bu rakam 2012 de yüzde 2,2 idi. Piyasaların çok dalgalı seyrettiği  2013' te yüzde 4 büyüme yaşanması bence bir başarıdır. Tabi bu yüzde 4 lük büyümenin hanehalkı'na olumlu etkisinin olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu... 2013 yılında ihracat 2012 senesine göre sabit kaldı ancak ithalat arttı. Bu durum, ara mal ithalatı artarken ihracatın neden artmadığı sorusunu aklınıza getirebilir. Türkiye' de ihracatın yönünün belirlenmesindeki en büyük etken dış ülkelerden gelen taleptir. İhracatın büyük bir çoğunluğunun yapıldığı Avrupa' da durgunluk yaşanması, ihracatın sabit kalmasındaki en büyük etken... İthalatın artışındaki sebep ise genişleyici para ve maliye politikaları ile bireysel gelirlerin artması, bun

S&P , Türkiye’yi çok seviyor!

Resim
Ekonomide her şey yolunda gidiyormuş gibi dün sıfırcı hoca dediğimiz S&P, Türkiye’ nin kredi not görünümünü durağandan negatife çevirdi. Sebep olarak da, Türkiye ekonomisindeki büyüme riskleri, bu riskler karşısında Türk bankalarında oluşabilecek varlık sorunu ve dış kaynak azalması sonucu ülke rezervlerinin talebi karşılayamayacak olması gösterildi. Not görünümünün durağandan negatife çevrilmesi aslında bir notlama değil de kredi not düşüşünün bir öncü göstergesi diyebiliriz. Yapılan açıklamaya göre, S&P uzun vadeli para birimi cinsinden BB+ olan kredi notunu da teyit etti. S&P’ nin Türkiye ekonomisi ile arası yıllardan beri iyi değil. Ancak bu karar bence erken verilmiş bir karar ve küresel dalgalanmanın olduğu şu günlerde Türk piyasalarından sermaye kaçışı için bir ortam hazırlıyor. Açıklamanın Cuma gecesi piyasalar kapandıktan sonra gelmesi olumlu. Eğer görünüm üzerine bir değişiklik değil de not azaltımı şeklinde bir haber gelse idi, Pazartesi günü kurlarda ve BIST’

Faiz arttırımı oldu, peki şimdi sırada ne var?

Resim
Merkez Bankasının beklenen faiz arttırımı sonrasında Dolar /TL kuru 2,16 a kadar geriledi, ancak iç döviz talebinin yarattığı etki ile kur yine 2,30 seviyelerini gördü. Küresel piyasalardaki satış dalgalarının da devam etmesi ile kur yüksek seviyelerini korumaya devam etti. Bu günlerde 2,24 seviyelerine kadar düşen kur denge noktasını bulmaya yönelik bir hareket yapmaya çalışıyor ancak ABD piyasasından gelen kötü ekonomik veriler bunu engelliyor. FED ‘ in parasal genişlemeyi hızlı bir şekilde kesmeye çalışması, risk fonlarının hoşuna gitmemişe benziyor ki 3 Şubat günü ABD borsalarında ve gelişmekte ülke borsalarında sert düşüşler yaşandı. Bu durum piyasanın paraya ihtiyacının olduğunun bir göstergesidir, bundan dolayı FED parasal genişleme politikasını tekrar gözden geçirmeli. ABD ekonomisi bir durgunluktan korkuyor, dolayısıyla imalat rakamları, işsizlik başvuruları ve stokların seviyesi ile ilgili veri önem arz ediyor. FED, veriler kötü geldikçe parasal genişlemeyi devam ettire