TCMB nin faizlerle oynaması yanlış!
Geçtiğimiz cuma günü (17/12/2010) TCMB, borç alma, borç verme ve bankaların tutmak zorunda olduğu mevduat munzam karşılıkları oranlarında değişiklikler yaptı. TCMB den borçlanma faizi %1,75 den %1,50 ye, TCMB'nin borç verme faizi ise %8,75 den %9,00 a çıkarıldı. Bankaların 1 ay vadeli mevduat için tutması gereken munzam karşılık oranı ise %8 e çıkarıldı.
Merkez bankasının faizlere ve munzam karşılıklarına müdahalesi çok doğru bir hareket olmadı. Birincisi, faizler piyasada para arz ve talebine göre otomatik dengeye gelir. Müdahale ettiğiniz anda oluşan faiz, yapay faiz olacak ve gerçeği yansıtmayacaktır. İkincisi, Türkiye' de cari açığın büyük bir bölümünü finanse eden yabancı portföy yatırımlarının(sıcak para) Türkiye' de kalmasını sağlayan yüksek faizdir ve faizlerdeki oynamalar bu fonların ülkeden kaçmasına ve bir cari açık krizine sebep olacaktır. Yabancı fonlar TCMB' nin önümüzdeki aylarda da faizi düşürmeye devam edeceğini bekledikleri için,faiz indirim açıklaması sonrası İMKB den çıkıp dolara döndüler ve bu sonuç borsanın 63.000 seviyesine, dolar/tl paritesinin de 1,54 e dayanmasına sebep oldu. Gördüğünüz gibi, sıcak paranın fiyatı, ülkenin ona değer biçtiği yüksek faizdir. Eğer ona hakettiği değeri vermezseniz sizi terk eder!
TCMB, mevduat munzam karşılıklarını arttırarak bankaların daha az kredi vermesini böylece tüketimi azaltarak ithalatı azaltıcı bir etki yaratıp dış ticaret açığını düşürmek istiyor. Ama bankaların reel sektöre de kredi verdiği unutuluyor! Firmalar bankalardan aldıkları krediler ile yatırım yapıyor, yeni iş sahaları açıyor ve istihdam yaratıyor. Munzam karşılıkları arttığı zaman bu verilen kredilerin maliyeti artacak ve reel sektör bundan doğrudan etkilenecek. Ekonomide para yaratma mekanizması olan bankaların önünün tıkanmaması gerek.
Faiz indirimine rağmen Türkiye' de faizler halen yüksek ve fonlar için cazip. Ama cuma günkü hareket sıcak paranın bize "Sakın ha" dediğini açıkça belirtiyor.
Aklıma TCMB nin bağımsızlığı konusu geldi. Yapılan faiz indirimi gerçekten cari açığı azaltmaya ve parasal istikrarı sağlamaya yönelik bir hareket mi yoksa Big Boss dediğimiz arkadaşların refahını arttırmaya yönelik bir hareket mi? Cuma günü acaba kaç bin küçük yatırımcı borsada para kaybetti? ya da kaç tane dış ticaretle uğraşan küçük firma zarara uğradı...
Son söz, ihracatının büyük bir bölümünü halen ithal girdilerle yaptığın bir ekonomide, ithalatı para politikaları ile nasıl düşürmeyi düşünüyoruz ki?
Yorumlar
Yorum Gönder