Faiz nedir, nasıl oluşur ve ne için kullanılır?
Gündemimizden düşmeyen diğer bir
ekonomi terimi olan faiz bir para biriminin fiyatıdır. Burada kullanacağım faiz kavramı, mevduat
faizi dediğimiz, yani bankaya para yatırdığınızda bir ay sonra yatırdığınız
paraya işleyecek olan faizdir. Türk Lirası’nın(TL) faizi yüksekse, TL’ye talep
var demektir. Nasıl bir mala olan talep artınca fiyatı artıyorsa, TL’ye olan
talep de artınca TL faizi yükselir. Para piyasasında para arz edenler ve para
talep edenler vardır, nasıl mal piyasasında mal arz edenler ile mal talep
edenler var ise aynısı. Mal piyasasında denge noktası o malın fiyatını
belirler, faiz de, para piyasasında para arzı ve para talebinin denge noktasında
belirlenir. Para arz eden, diğer bir
deyişle paranın yaratıcısı Merkez Bankaları’dır. Para talep edenler ise bankalar, şirketler ve
insanlardır. Faiz ekonomik dengede piyasada kendiliğinden oluşmalıdır ancak
bazı durumlarda para arzı ve talep dengesizliği sonucu piyasaya müdahale
gerekir. Piyasaya Merkez Bankaları para politikası araçları ile müdahale eder.
Bunlar açık piyasa işlemleri yapmak, reserv rasyosunu ve iskonto oranını
düzenlemektir. Açık piyasa işlemlerinde Merkez Bankaları piyasadaki alıcılara
tahvil ya da bono satarak piyasadaki para miktarını ayarlamaya çalışır. Bono, bir seneye kadar, tahvil ise bir
seneden fazla vadesi olan Devlet borçlanma araçlarıdır. Merkez Bankaları rezerv
rasyosu ile de bankaların ayırmaları gereken mevduat munzam karşılıkları ayarlar
ve piyasada yarattıkları kredi miktarını etkiler. İskonto oranı ile de, bankaların vadesinden
önce Merkez Bankası’nda bozdurmak ya da kırdırmak istediği bonoların hangi faiz
seviyesinden bozdurulacağını belirleyerek piyasadaki nakdi düzenler. Para
politikası araçlarını kullanarak faiz oranında bir dengeleme yaşanmaz ise
Merkez Bankaları piyasada doğrudan faiz oranını belirler. Faiz oranını baz puan
olarak artırır veya azaltır. Artan veya
azalan faiz ilgili para birimine olan talebi ve arzı da etkiler. Yatırımcı, faizi artan para birimini elinde
tutmak ve faize yatırıp getiri elde etmek ister. Ancak burada gerçek getirinin
söz konusu olabilmesi için faizinin enflasyondan arındırılmış yani reel faiz
olması gerekir. Türkiye’de reel faiz şöyle hesaplanır: (1+nominal faiz)/(1+enflasyon oranı), çıkan
sonuçtan 1 çıkardığınızda reel faize ulaşılır, yani 15.12.2020 itibariyle,
(1+0,15)/(1+0,14) =1,008 – 1 = %0,8 olur. 1000 TL niz var ise alacağınız faiz
%15 değil %0,8 oranı ile 8 TL dir. Enflasyonun yüksek olduğu ekonomilerde
paranın alım gücü kötü bir şekilde düşmeye devam eder. Bu sebepten dolayı
Merkez Bankaları enflasyon hedeflemesi yapar ve o hedeflerine ulaşmaya çalışır.
Faiz oranını artırarak hem piyasadaki
mal talebini aşağıya çeker hem de yüksek kur sebebiyle oluşan maliyetleri kurun
düşüşü ile azaltmaya çalışır. Diğer taraftan faiz artışı, yatırımlar için
gereken borçlanma maliyetlerini artırdığından yatırımların azalmasına neden
olur. Görüldüğü gibi faiz seviyesindeki
hareketler ekonomide birçok dinamiği de beraberinde etkilemektedir. Ekonomideki aktörler, bu dinamikler
arasındaki dengeyi ne kadar iyi sağlarlar ise o kadar iyi bir istikrar sağlanacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder