19 Kasım 2020 Tarihli Merkez Bankası Faiz Kararı Üzerine Yorumum
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’ndan bugün faiz artırım kararı çıktı.
Bir haftalık repo faiz oranı, yani gösterge faizi yüzde 10,25’den yüzde 15’e
çıkarıldı. Bir haftalık repo faiz oranı dediğimiz şey, elinizde bir adet tahvil
var diyelim ve bu tahvili Merkez Bankası’na 1 haftalığına borç veriyorsunuz ve
karşılığında repo faiz oranı kadar faiz alıyorsunuz. Gösterge faizi dediğimiz
şeyin yükselmesi sonrasında Türk Lirası’nda ciddi bir değerlenme ve sürekli
gündemimizde yer eden Amerikan Doları’nın 7,70 seviyelerinden 7,50 seviyelerine
kadar indiğini gördük. Ekonomi teorisinde faiz bir paranın fiyatıdır. Siz o
fiyatı ne kadar artırırsanız ona bağlı para da o kadar değerlenir. Türk Lirası’nda
bugün bu yaşandı ama burada Merkez Bankası neyi amaçladı yine bir hatırlayalım.
Merkez Bankası’nın amacı bir ülkede fiyat istikrarını sağlamaktır. Fiyat
istikrarı, mal ve hizmet fiyatlarının istikrarlı bir şekilde hareket etmesi
anlamındadır. Diğer anlamıyla enflasyonun kontrolünün sağlanmasıdır. Peki,
Türkiye’de fiyat istikrarı sağlamak için faiz artırmak doğru mu yanlış mı?
Merkez Bankası’nın para politikası araçları var ve bu araçlar ile her yıl
sonu genellikle tutmayan bir enflasyon hedeflemesi yapıyor. Tutmayan diyorum
çünkü makro anlamda dünyada süren bir ekonomik düzensizlik de söz konusu.
Yavaşlayan dünya ekonomisinde en azından %1 ‘lik bir büyümeyi yakalamak bence
çok iyi bir başarı olur. Her neyse, büyüme konusuna sonra değinirim ve para
politikası araçlarına devam edeyim. Bu araçlar, açık piyasa işlemleri, rezerv
rasyosu, iskonto oranı ve faiz. Aslında faiz direk bir araç değil, çünkü para
teorisine göre faiz oranı piyasa tarafından belirlenir ve bu oran dışarıdan
müdahalesiz bir orandır. Para arzı ve talebinin denge noktası faizdir. Merkez
Bankası işte bu denge noktasına müdahale ederek yönlendirme yapıyor. Bunu neden
yaptığını anlamak için enflasyon kavramına göz atmak lazım. Amacı fiyat
istikrarını sağlamak olan MB, maliyet yönlü enflasyon sebebi olan yüksek
kurlara faiz yolu ile müdahale edip kurları düşürmek istiyor. Yıllardır dalgalı
kur politikası uygulanan ülkede, bir yönetimli dalgalanma söz konusu olduğu
için kurlar yine piyasada serbestçe hareket edemiyor. Aslında döviz kurları
ekonominin durumunu anlamak için bir çeşit gösterge ama kurlar yüksek diye
ekonomi kötü de denemez.
Para politikası araçlarının çok etkin olamadığı durumlarda Merkez Bankası
faiz değişim yoluna gidiyor, kurlarda sert düşüşler olabiliyor ama sonraki
günlerde bu faiz değişimlerinin kurları istikrarlı bir sürece sokacağı biraz
soru işareti olabiliyor. Bu sebepten dolayı yapısal ekonomik iyileştirmelerin
güçlü bir ekonomiye geçiş için daha etkin olacağını düşünüyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder