Ekonomideki Son Gelişmeler - 19/01/2016
2016 yılına hızlı bir başlangıç yapan küresel piyasalarda
tansiyon sürüyor. ABD ekonomisi %2 lik enflasyon hedefine ulaşmaya çalışırken,
Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme politikaları da Mario Draghi
eşliğinde devam ediyor. FED’ in gerçekleştireceği
bir sonraki toplantılarda faiz konusunda izleyeceği yol ABD dolarının yönünü
belirlemeye devam edecek.Yurtiçi piyasada 3 TL seviyesi üzerinde kalıcı olma
isteğini sürdüren paritede, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın uygulayacağı
para politikaları önem arzetmeye devam edecek. Bugünkü faiz kararına bakacak olursak,
%7,50 seviyesindeki politika faiz oranında bir değişiklik beklemiyorum. Parite
çok sıkıntılı bir hal almadıkça Merkez Bankası’nın faiz silahını kullanacağını
düşünmüyorum. Halihazırda bir sigorta işlevi gören dalgalı kur, küresel piyasalardaki
hareketlerden dengeyi bulacaktır.Merkez Bankası’nın bugünkü para politikası
toplantısında, faiz koridoru ile ilgili vereceği karara da dikkat etmek gerekiyor.
Bankalar, Merkez Bankası’ndan ne kadar ucuza borçlanabilirse kredi maliyetleri
de o kadar düşük olacak ve kredi hacmi genişleyecektir. Bu durum bankaların
borçlanma maliyetlerini azaltırken enflasyona da olumlu katkı sağlayacaktır.
Enflasyon ve işsizlik hedefi bir türlü tutmuyor ama bu
sıkıntıyı küresel olarak değerlendirmek gerekiyor. Dünya ekonomisi enflasyon üretemez
iken, Türkiye’de %8 ‘ lik enflasyon olumlu algılanabilir. Ancak bu talep yönlü
bir enflasyon değil, maliyet itişli bir enflasyon. Yükselen Dolar kuru,
maliyetleri yukarı çekerken, enflasyonu da yukarı yönlü tetikliyor.
İşşizlik tarafında ise kökleşmiş bir %10 seviyesi var.
Mevsimsel etkiler ile bu seviyenin altına kısmen inse de kalıcı olamıyor.
Büyüme’nin olmadığı bir ekonomide işsizlik oranında bir azalmadan söz etmek
kolay olmaz. Türkiye’nin büyümesi lazım, büyümesi için de yeni pazarlar bulması
gerekiyor. Rusya ile yaşanan kriz ve Avrupa ekonomisindeki durgunluk sebebiyle
daralan pazar sonucunda Türkiye ciddi gelir kaybı yaşamaya devam ediyor.
Özellikle turizm sektöründe Rusya sebepli başlayan iş kayıpları Antalya gibi
turizm kentlerinin ekonomilerinde ve istihdamında yavaşlamaya neden olmaya
devam edecek gibi görünüyor.