Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Merkez Bankası’ nın Faiz Kararı

Resim
Beklenenden yüksek gelen faiz artışı kurlardaki hızlı yükselişin önünü kesmişe benziyor.  Son durum aşağıdaki gibi: Yeni Oran Eski Oran Marjinal Fonlama Oranı 12 % 7,75 % Repo yolu ile borçlanma 11,5 % 6,75 % Merkez Bankası Borçlanma (MB ye borç verme) 8 % 3,5 % Bir hafta vadeli Repo İhale 10 % 4,5 % Geç likidite 15 % 10,25 % Ancak faiz artışının bedelleri olacak. Bankaların fonlama maliyetleri artacak ve bu maliyetleri kredilere yansıtacaklar. Tüketici kredilerinde ve ticari kredilerde daralma yaşanacak. Değişken faizli kredi programına dahil olanlar kredilerini geri ödeyememe riski ile karşı karşıya kalacaklar.  Kredi talebindeki daralma büyümeyi olumsuz etkileyecek. Hanehalkı’ nın tüketim harcamaları ve ticari kesimin yatırım harcamaları azalacak. Bu durum ilk olarak durgunluk ardından ekonomik büyümenin yavaşlamas

Faiz, Dalgalı Kur ve Cari açık üzerine

Resim
Son günlerde gündemi çok meşgul eden Faiz oranlarının seviyeleri ve Merkez Bankası' nın döviz kuru stratejisinin doğru olup olmadığı üzerine sizlerle yorumlarımı paylaşmak istiyorum. Merkez Bankası' nın temel hedefi enflasyon ile mücadeledir, yani ülkede fiyat istikrarını sağlamaktır. Enflasyon ile mücadele dışında, ekonomik büyüme ve döviz kuru' na yapılan spekülatif saldırıları da gözlemleyerek gerekli stratejileri belirler. Bugünlerde yaşadığımız kur hareketliliği, uygulanmakta olan Dalgalı Kur Politikası'nın bir sonucudur. Piyasada TL satıp Dolar alan yatırımcılar, kur'u 2,33 rekoruna kadar taşıdı. Faiz, para' nın fiyatıdır demiştik. TL ye talebin artması için , TL faizlerinin yüksek olması gerekir, bu da faiz oranlarının arttırılması ile mümkündür. Ancak, Faiz artışının TL ' ye olan talebi arttırmasının etkilerinin yanı sıra yan etkileri de bulunmakta. Artan faiz oranları bireysel tüketimi azaltacak ve bireylerin tüketime değil tasarrufa yönelmes

Enflasyon nedir?

Resim
Genellikle aybaşına ve sonuna doğru duyduğumuz bir kavram olan “Enflasyon”, fiyatlar genel seviyesinin artış hızıdır. Fiyatlar genel düzeyinin artması, üretici ve tüketicilerin daha fazla harcama yaparak istedikleri ürün ve servise ulaşmasına neden olmaktadır. Genellikle çift rakamlı bir enflasyon oranı kötü olarak algılanır (Yüzde 10 ve üstü). Tek haneli bir enflasyon ise büyümekte olan bir ekonomi için olağan görünür. İki tip enflasyon vardır, talep yönlü enflasyon ve maliyet yönlü enflasyon. Talep yönlü enflasyon, tüketici talebinin yüksek olduğu ve üretici arz’ ının bu talebi karşılayamadığı durumlarda piyasada kıt hale gelmeye başlayan ürün ve servislerin fiyatının artmasıdır. Diğer bir senaryo ise, üreticilerin, gelen yüksek talebe karşın, arz’ ı bilinçli olarak karşılamadığı ve sattıkları ürünlere fiyat artışı uygulamalarıdır. Diğer enflasyon türü olan maliyet yönlü enflasyon ise, üreticilerin girdi fiyatlarının artışına paralel olarak, ürünlerin fiyatlarını arttırmalarıdır. Ör

2013 yılı , Dünya ve Tükiye Ekonomisi için nasıl bir yıl oldu?

Resim
Yeni bir yıl'a girdiğimiz bu günlerde, 2013 yılına dair değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu yıl başroldeki aktör FED idi. ABD’ den gelen olumlu olumsuz ekonomik verilerin, FED’ in parasal genişleme politikasını nasıl etkileyeceğine dair yaşanan yoğun spekülasyon, Dünya hisse senedi ve emtia piyasalarında dalgalanmaya sebep oldu. Yoğun ve sert spekülatif aksiyon içine giren risk fonları(hedge funds), özellikle gelişmekte olan piyasalarda (emerging markets) yaptıkları işlemler ile yine bu yıl kazançlarını en yüksek seviyeye çıkardılar. ABD’ de yaşanan borç tavanı krizi ve devletin kamu çalışanlarına ücretlerini ödeyemeyecek duruma gelmesi ise(government shutdown), halihazırda diken üstünde olan dünya piyasalarını daha fazla tedirgin ederek yüksek miktarlarda kayıplara neden oldu. ABD’ nin bir hapşırması ile etkilenen dünya piyasalarının kendine gelmesi bir türlü mümkün olamadı.  FED ‘ in parasal genişlemeye son verdiğini açıklaması, başta BIST(Borsa İstanbul)