Kayıtlar

Ağustos, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Altın düşüşe geçti! Spekülatörler yine arenada!

Resim
Yatırımcılar artık güvenli limandan ayrılıyorlar gibi görünüyor. Altın' ın ons'u geçtiğimiz gün 1900 doları zorladı ancak büyük bir direnç ile karşılaşarak düşüşe geçti ve şu anda 1759 dolar seviyelerinden işlem görüyor. Çeyrek altın ise 180 tl den 173 tl ye geriledi. Peki neden altın'ın onsu 1900 dolar seviyesinden döndü de 1800-1700-1600 hatta 1500 dolar seviyesinden dönmedi? 1. Altının değerini balon haline getiren geçtiğimiz 1 aydaki ABD siyasi krizi(Borç Tavanı) ve AB nin borç krizi idi. Bu durum balonu hızlıca şişiren etken oldu. 2. Yatırımcılar 1900 dolar düzeyini bir satış seviyesi olarak planlamışlardı. Altın' ın onsu 1900 dolar iken, direnç ile karşılaştı ve kar satışları geldi. Bunun sonucu da fiyata sağlam bir düzeltme oldu. 3. Son 2 haftadır piyasalarda inanılmaz bir volatilite vardı ancak bu hafta her şey sakin başladı ve bu durum her zaman olduğu gibi risk iştahı her an kabarmaya meyilli olan spekülatörleri uyandırdı. Spekülatörler sırf piyasada h

Piyasaların yeni oyuncağı.. Altın!

Resim
Altın fiyatları haftayı yine tarihi bir zirve ile kapattı ve onsu 1851 dolar oldu. 1 ons yaklaşık 28 grama denk geliyor. Dolayısıyla altının 1 gramı 66 dolar yani 117 TL oldu. Peki nedir altın' a bu kadar talebi arttıran? Altın yıllardan beri güvenli bir yatırım aracı, günümüzün meşhur deyişiyle güvenli bir liman olarak görüldü. Türk toplumu olarak da bizler, kara günler için altın alıp saklamıyor muyuz? Her ne kadar yastık altı olsa da, altın güvenilir bir yatırım aracı. ABD ekonomisindeki resesyon beklentileri ve yüksek borç miktarı, Avrupa' daki diğer borç krizindeki ülkeler, bu ülkelerin para birimlerine olan güveni tamamen silip süpürmüş durumda ve yatırımcılar alternatif yatırım aracı olarak altın' ı görmekte. Dünyanın en çok işlem yapılan paritesi olan eur/usd artık yatırımcılar için cezbedici değil, çünkü kurda sürekli bir belirsizlik ve oynaklık mevcut. Amerikan doları' nın arkasında ABD riski , Euro arkasında ise tam 17 tane ülkenin riski var..Ancak, Altın

Cari Açık krizi büyüyor! 1,5 Milyar $, 10 günde Türkiye'den çıktı!

Bugün, 2011 yılına ait ilk 6 ayın cari açık rakamları açıklandı. Ocak-Haziran dönemi cari açığımız 45 milyar dolar oldu. Diğer bir ifadeyle dış ülkelere olan borcumuz 45 milyar dolara ulaştı. Bu borcun en büyük etkeni de bildiğiniz gibi dış ticaret açığı. Çoğu ekonomist, cari açık sürdürülebilir olursa sorun teşkil etmez diye yorumlarda bulunur. Ben de bu fikrin destekleyicisiyim ancak öngörüm Türkiye' de cari açığın finanse edilemeyeceği riskinin gittikçe büyüdüğü yönünde...ABD nin not kaybı, Avrupa' daki borç krizi derken ülkeden uçan 1,5 Milyar dolar ekonomideki rahatsızlığı açıkça ifade etmekte. Merkez Bankası, rezervlerinde yüksek miktarda yabancı para tutsa bile büyük miktarlardaki sıcak para çıkışına bir gün dur diyemeyecek ve cari açık krizi olacak. Türkiye' de Cari açık krizinin olması ne anlama geliyor? Ülkenin borçlarını ödemeyecek duruma gelmesi ile birlikte kredi notunun düşmesi ve faizlerin hızlı bir şekilde yükselmesi. Bunun sonucu olarak uzun vadeli yatı

Merkez Bankası Cari Açık Krizine Bahane Çıkarıyor! Enflasyon Riskimiz Büyüyor!

Merkez Bankasının politika faiz oranını %5,75 çekmesiyle birlikte Türkiye sıcak para için iyice cazibesini yitirmeye başladı. Herkesin de bildiği gibi Türkiye' de cari açığın finansmanı ülkeye gelen yabancı para ile sağlanıyor. Bu durumda Merkez Bankası, 37 milyar dolarlık cari açığı faizleri düşürmeye devam ederek ne kadar sürdürülebilir kılmayı düşünüyor? Merkez Bankası ateşle oynamaya devam ediyor. Cari açığın büyük bir kısmını oluşturan dış ticaret açığını olağanüstü rakamlarla ihracat yaparak kapatamayacağımıza göre ülkeye sermaye akımlarının devam etmesi gerekiyor. Bu da faiz oranlarını yükselterek mümkün. Cari açığın Gayri Milli Hasıla' ya oranı şu anda % 8 ve bu Maastricht kriterlerine göre 5 puan üstte, yani aşırı riskli durumda. Faiz azaltımının diğer bir yan etkisi de enflasyona yönelik. Ülkeler enflasyon ile mücadele etmek için faiz oranlarını yükseltirler ancak Merkez Bankası bunun tam tersini yapıyor ve ekonomide daha fazla tüketime neden olacak şekilde faizleri