Makro Analiz

Türkiye’deki yolcu taşımacılığının en büyük yükünü çeken Türk Hava Yolları(THY), dünyada 275’den fazla uçuş noktasına yaptığı seferler ile birlikte bence dünyanın bir numaralı hava şirketi olma yönünde ilerliyor. Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalara rağmen yolcu trafiğinde artan büyüme THY’ nin önümüzdeki dönemdeki gelir artışı için olumlu olarak algılanabilir. İş Yatırım’ın 16 Ağustos tarihli raporuna göre geçtiğimiz yıl yaşanan darbe girişimi nedeniyle düşük baz yılı etkisi ile iç hat yolcu sayısında %26,8 ve dış hat yolcu sayısında ise %22,5 artış gerçekleşti. Detaylı rapora bu linkten erişebilirsiniz https://www.isyatirim.com.tr/tr-tr/analiz/arastirma-raporlari/ArastirmaRaporlari/2_20170817091208107_1.pdf THY’ nin filosunda 330 adet uçak var ve şirketin kar edebilmesi için bu uçakların sürekli havada olması gerekiyor. Bu sebepten dolayı THY yeni uçuş rotaları oluşturmaya çalışyor. Diğer taraftan büyük bir maliyet unsuru daha olan havalimanlarında Slot kiralanması

Havacılık sektörünün etkilendiği birçok değişken var. Gerek politik gerekse ekonomik gelişmeler havayolu şirketlerinin karlılığını belirliyor. Geçtiğimiz sene yaşanan darbe girişimi Türkiye’ye olan turist talebini azalttığında şirketler belirgin bir kar artışı yaşayamadı. Bu olayın öncesinde Rusya ile yaşanan uçak krizi, özellikle rus turistin Türkiye’ye olan ilgisini azalttı. Hükümetin uyguladığı başarılı strateji sonrasında bu sorunların yok edilmesi özellikle havacılık sektörünün ve turizminin önünü açmış durumda. Havacılık sektörü ile Turizm sektörünin birbiri ile doğru orantısı bulunuyor. Diğer taraftan petrol fiyatlarının seyri de havayolu ulaşımını etkileyen faktörler arasında. Jet yakıt fiyatının artması , maliyetleri artırmakla beraber, havayolu şirketlerinin kendilerini koruma stratejilerine yönelmesine neden oluyor. Bu korumayı da finansal piyasalardaki enstrümalar ile gerçekleştiriyorlar. Vadeli İşlemler Piyasası dediğimiz piyasalarda vadeli petrol sözleşmeleri yaparak gel

Bir ülkenin ekonomik olarak iyi durumda olup olmadığını anlamak için borsa mantıklı bir gösterge değildir. Belirli göstergeler vardır ki bunlar, ekonomik büyüme, istihdam oranı,işsizlik ve enflasyondur. Türkiye’nin genel görünümüne baktığımızda ekonomik büyüme oranı yıllık %5, işsizlik oranı   %10,50 ve enflasyon oranı %9,79 . Küresel ekonomide yaşanan durgunluk ortamına rağmen Türkiye’de %5 büyüme takdir edilmeli ancak işsizlik ve enflasyon oranının çift haneli rakamlara yaklaşması biraz tedirgin edici olsa da, çok kötü bir durum arzetmiyor. Ekonomi teorisine göre ekonomik büyüme ile enflasyon arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Ekonomi ne kadar çok hızlanırsa enflasyon da o kadar yüksek seyredebilir, çünkü ekonominin genelinde mal ve hizmetlere talep yüksektir. Talebin yüksek olması talep yönlü enflasyonu da körükler. Büyüme ile işsizilik arasında ise ters orantı vardır. Ekonomik yatırımlar yeni istihdam olanakları yaratır ve işsizilik oranını düşürür. Borsa ise bir ülke